IŞIĞIN MADDE İLE ETKİLEŞİMİ

Fen Ansiklopedisi sitesinden
05.59, 25 Aralık 2021 tarihinde Fenpedia (mesaj | katkılar) tarafından oluşturulmuş 4280 numaralı sürüm
(fark) ← Önceki sürüm | Güncel sürüm (fark) | Sonraki sürüm → (fark)

IŞIĞIN MADDE İLE ETKİLEŞİMİ

IŞIĞIN SOĞURULMASI

Bir ışık kaynağından çıkan ışınlar doğrusal olarak her yöne yayılır. Işık ışınları herhangi bir opak (saydam olmayan) madde ile karşılaştığı zaman ışınların bir kısmı yansır, bir kısmı ise madde tarafından tutulur. Işığın madde tarafından tutulmasına ışığın soğurulması denir.

Beyaz ışık içinde tüm renkleri barındırır. Bir cisme çarptığı zaman soğurulmayan ve yansıtılan renkler o cismin rengini oluşturur. Siyah cisimler bütün renkleri soğurduğu için gözümüze yansıyan herhangi bir foton olmadığı için siyah renkte yani karanlık görüntü olarak işleriz. Bu noktada koyu renkteki cisimlerin daha fazla ışığı soğurduğu ve bu maddelerin daha fazla ısındığını söyleyebiliriz.

Görünür ışık; elektromanyetik radyasyonun genellikle kızılötesi ve morötesi arasında bulunan kısmını oluşturur. Diğer ışıma çeşitleri gibi fotonlardan oluşur. Işığın boşluktaki hızı yaklaşık 300,000 km/s'dir. (Tam olarak 299,792,458 m/s'dir).

Renkler ve Oluşumları:

Ana renkler kırmızı, mavi ve yeşil renklerdir. Diğer renkler bu renklerin karışımından meydana gelmektedir. Yeşil bir nesnenin üzerine kırmızı ışık gönderirsek yeşil nesne siyah olarak görünecektir. Aynı yeşil nesneye beyaz ışık gönderdiğimizde ise madde beyaz ışıktaki kırmızı ve mavi renkleri soğuracak ve sadece yeşili yansıtacaktır. Gözümüze sadece yeşil ışık yansıdığından biz nesneyi yeşil olarak göreceğiz. Sarı bir nesne ele aldığımızda sarı rengin kırmızı ve yeşil karışımından oluştuğunu bilmeliyiz. Sarı nesneye beyaz ışık gönderdiğimizde sadece mavi rengi soğuracak, kırmızı ve yeşili yansıtacaktır. Gözümüze gelen kırmızı ve yeşil renk karışımlı ışık bize sarı olarak görülecektir. Aynı sarı nesneye sadece mavi ışık gönderdiğimizde mavi rengi yansıtmayacağı için biz nesneyi siyah olarak algılarız. Aynı sarı maddeye kırmızı ışıkta baktığımızda ise gözümüze yansıtabildiği ışık sadece kırmızı olduğundan dolayı nesneyi kırmızı olarak algılarız.

Güneş Enerjisinin Kullanım Alanları:

Güneş canlıların temel enerji kaynağıdır. Güneş’te meydana gelen bazı olaylar sonucunda açığa çıkarak ışık ışınlarıyla yeryüzüne ulaşan enerji güneş enerjisi olarak adlandırılır. Işık enerjisini haraket enerjisine dönüştüren cihaza radyometre denir. Güneş enerjisinin yenilenebilir bir enerji kaynağıdır. Fosil yakıtlar yerine güneş enerjisi kullanımının yaygınlaşmasının insanlara ve doğaya bir çok faydası bulunmaktadır.

  • Güneş enerjisiyle çalışan hesap makinelerinde,
  • Yapay uydu sistemlerinin elektrik ihtiyacı gidermek için,
  • Güneş enerjili led ve sokak lambalarda,
  • Çatılara kurulan güneş enerjisi su ısıtma sistemlerinde,
  • Güneş ocaklarında,
  • Elektrik üreten güneş panellerinde kullanılır.
Göremediğimiz bir çok ışıma çeşidi de mevcuttur. Gamma ışınları, X ışınları, morötesi, kızılötesi, mikrodalgalar ve radyo dalgaları bunlara örnektir.

AYNALAR

Bir cisim üzerine düşen ışık, cismin özelliğine göre geçebilir, geçmeyebilir veya geldiği ortama geri dönebilir. Işığın bir yüzeye çarpıp geldiği ortama geri dönmesi yansıma olarak adlandırılır. Ayna, ışığın %100'e yakın bir kısmını düzgün olarak yansıtan cilalı yüzeydir. Metal yüzeylerin parlatılmasıyla ilk ayna elde edilmiştir. Daha sonra ise, cam levhaların bir yüzeyi cıva amalgamları ile kaplanarak ayna elde edilmiştir. Günümüzde ise genellikle cam levhaların bir yüzü, ince bir gümüş tabakası ile sırlanarak elde edilir.

DÜZLEM AYNALAR

Yansıtıcı yüzeyi düz olan aynalara düzlem ayna denir. Evlerde, lavabo ve banyolarda, terzilerde, kuaförlerde, tepegöz cihazlarında, mağazalarda, periskoplarda, projeksiyon cihazlarında, binaların dış yüzeylerinde ısı yalıtımı sağlamada arabaların iç dikiz aynalarında kullanılır.

Düz ayna da görüntü özellikleri:

  • Cismin boyu görüntünün boyuna eşittir.
  • Görüntü düzdür
  • Cismin aynaya olan uzaklığı ile cismin aynaya olan uzaklığı birbirine eşittir.
  • Görüntü cisme göre simetriktir.
  • Görüntü sanaldır.
  • Görüntü aynanın arka tarafında oluşur.
  • Cismin aynaya olan yaklaşma-uzaklaşma sürati ve mesafesi ne kadarsa ayna da oluşan görüntünün de aynaya yaklaşma-uzaklaşma hızı ve mesafesi aynıdır.

KÜRESEL AYNALAR

Yansıtıcı yüzeyi küresel olan bu aynalara küresel aynalar denir. Bunlar çukur ayna ve tümsek ayna olmak üzere iki çeşittir. Düzlem aynada öğrendiğimiz yansıma kanunları bu aynalar için de geçerlidir.

Ancak bunların küresel bir şekle sahip olmaları ışığı bir noktada toplamaya veya bir noktadan çıkıyormuş gibi dağıtmaya imkân verir.

Çukur Aynalar:

F: Odak Noktası M: Daire Merkezi

Yansıyan ışığı bir noktada toplayan aynalara çukur ayna (içbükey ayna) denir. Işığın toplandığı nokta ise çukur aynanın odak noktası olarak adlandırılır. Işık bu noktada toplandıktan sonra doğrultu ve yönünü değiştirmeden yayılmasını sürdürür. Çukur aynalar aynı zamanda dev aynası olarak da bilinir.

Güneş fırınlarında, El fenerlerinde, araba farlarında, ışıldaklarda, deniz fenerlerinde, işçilerde, makyaj aynalarında, Mikroskoplarda, teleskoplarda kullanılır.

Diş hekimleri diş muayenesinde çukur aynaları kullanırlar. İnsanlar bu aynayı daha ayrıntılı görüntü sağladığı için makyaj aynası olarak da kullanırlar.

Çukur aynaların kullanılmasıyla güneş ışınları bir noktada toplanarak çok yüksek sıcaklıklar elde edilir. Bu sıcaklıktan faydalanılarak özel olarak üretilmiş güneş fırınlarını dağcılar, askerler ve arazide çalışan işçiler yemek pişirmek için kullanırlar.

Oldukça büyük çukur aynaların kullanıldığı teleskoplarla küçük yıldızları bile görebiliriz. Yanan bir ampul her yönden ışık verir.  Eğer bu ampul, bir çukur aynanın önünde odak noktasına konulursa ışınlar tek bir yönde yayılır. Çukur aynanın bu özelliğinden yararlanılarak ışıldaklar, araba farları, el fenerleri gibi araçlar yapılır.

Mikroskopta incelenecek cisim üzerine ışık düşürmek için de çukur aynalar kullanılır.

Çukur aynalarda görüntü özellikleri:

Cisim odak noktası ile ayna arasında ise; Cisim odak noktasında ve ya odak noktasından uzakta ise;
Görüntü cisimden büyüktür.

Görüntü sanaldır.

Düz bir görüntü oluşur.

Görüntü aynanın arkasında oluşur.

Düz-büyük görüntü özelliğinden dolayı dev aynası olarak da bilinir.

Görüntü terstir.

Görüntü gerçektir yani bir ekran üzerine düşürülebilir.

Cisim odak noktasındaysa görüntünün boyu cismin boyuna eşittir.

Cisim odak noktasından uzaksa görüntünün boyu cismin boyundan küçüktür.

TÜMSEK AYNALAR

F: Odak Noktası M: Daire Merkezi

Tümsek yüzeye gönderilen paralel ışık demetinin ayna arkasındaki bir noktadan çıkıyormuş gibi birbirinden uzaklaşır.

Yansıyan ışığı bu şekilde dağıtan aynalara tümsek ayna (dış bükey ayna) denir. Yansıyan ışığın uzantılarının ayna arkasında kesiştiği noktaya da tümsek aynanın odak noktası denir.

Arabaların yan aynaları, Kavşaklardaki aynalar, Arabaların alt kısımlarının kontrol edilmesini sağlayan aynalar, güvenlik açısından kullanılan aynalar tümsek aynalardır.

Tümsek aynalarda görüntü özellikleri:

  •  Görüntü aynanın arkasında oluşur.
  •  Görüntü Sanaldır.
  • Görüntü Düz ve boyu cismin boyundan küçüktür.

IŞIĞIN KIRILMASI

Işık yoğunluğu farklı bir ortama girdiğinde hızı değişir, bu nedenle doğrultusu da değişir. Işık ışınlarının yoğunlukları farklı bir saydam ortamdan başka bir saydam ortama geçerken doğrultu değiştirmesine kırılma denir.

Mesela hava ortamında yol alan ışık ışınları su ortamına geçerken normalle belli bir açı yapacak şekilde yön değiştirir, yani kırılır. Kırılma kurallarına göre çok kırıcı ortamdan az kırıcı ortama geçen ışık, yüzey normalinden uzaklaşacak şekilde kırılır. Az kırıcı ortamdan çok kırıcı ortama geçen ışığın kırılması normal çizgisine yaklaşacak şekilde olur.

Işık yayılma ortamını değiştirdiğinde, gelen ışığın bir kısmı doğrultusunu değiştirerek diğer ortama geçerken bir kısmı da geri yansır. Yani ışığın tamamı diğer ortama geçmez. Su yüzeyinin ve camın görülebilmesinin nedeni budur.

Işık ışınları çok yoğun ortamda yavaş, az yoğun ortamda daha hızlı yayılırlar. Ayrıca ışığın dalga boyu da kırılma miktarında önem taşır mesela kırmızı ışık daha büyük olduğu için daha az kırılır. Mor ışık ise görebildiğimiz en küçük dalga boyuna sahip olan ışıma olduğu için ne fazla mor ışık kırılır. Beyaz ışığı ışık prizmasından geçirdiğimizde karşı tarafa renkleri ayrışmış olarak çıkar. Tam sırasıyla kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, mavi ve mor ışık oluşur.

Gelen ışın ile normal arasındaki açı gelme açısı, kırılan ışın ile normal arasındaki açı ise kırılma açısı olarak adlandırılır. Normal, gelen ışığın düştüğü yüzeye dik olarak çizilen hayali çizgidir.

Resimde inceleyecek olursak hava ortamından cama gelen ışık normale a açısı yapacak şekilde giriş yapıyor ve kırılarak normalden b acısı yaparak cam içerisine giriyor. Burada a gelme açısı, b ise yansıma açısı olarak adlandırılır.

Kırılma Kanunları:

  • Işık ışınları bir ortamdan diğer ortama dik olarak (90 0lik açı ile gelirse) kırılmadan yoluna devam eder. Sadece hız değiştirir.
  • Işık ışınları az yoğun ortamdan çok yoğun ortama geçerken normale yaklaşarak kırılır.
  • Işık ışınları çok yoğun ortamdan az yoğun ortama geçerken, normalden uzaklaşarak kırılır.
  • Işınların kırılma sırasında doğrultu değiştirme miktarları, geçiş yaptıkları ortamların kırıcılıklarına gö­re değişir. Yoğun ortamlar genelde daha kırıcıdır.
  • Işık ışınları az yoğun ortamdan çok yoğun ortama her zaman geçer. Fakat, çok yoğun ortamdan az yoğun ortama gelen ışık ışınları her zaman geçemeyebilir. Gelme açısı belirli bir büyüklüğü geçti anda ışık diğer ortama geçemeyerek tam yansıma yapacaktır. Bu açı iki ortam arasında sabittir ve sınır açısı olarak bilinir.

Günlük Hayatta Kırılmalar:

  • Tam yansıma olayından teknolojide de yararlanılmaktadır.  Saç teli kalınlığındaki fiber optik kablo içerisine gönderilen ışık tam yansıma yoluyla ilerler. Bu kablolar iletişimde (telekomünikasyonda) ve tıpta (endoskop cihazı) yaygın bir kullanım alanına sahiptir.
  • Dibi görülebilen göl, gölet ve havuz gibi berrak suların göründüklerinden daha derindir. Az yoğun ortamdan çok yoğun ortama bakılırken, çok yoğun ortamdaki cisimler olduklarından daha yakın görünür.
  • Çok yoğun ortamdan az yoğun ortama bakılırken, az yoğun ortamdaki cisimler olduklarından daha uzakta görünür. Yani havuza dalarak dışarıya baktığımızda nesneler daha yakın görülecektir.
  • Su dolu bardağa koyduğumuz kalemlerin kırıkmış gibi görünmesidir.
  • Çölde yer yüzeyine yakın hava biraz yüksekteki havadan daha çok ısınır. Isınmanın etkisiyle yoğunluğu azalır. Soğuk hava içinde bulunan ağaçtan gelen ışınlardan bazıları farklı yoğunluktaki hava tabakaları arasındaki sınırı yalayacak şekilde kırılır. Kırılan bu ışınların gelme açısından(sınır açısı) daha büyük geliş açısına sahip ışınlar, geldiği ortama geri döner. Yani tam yansımaya uğrar. Bu olay serap oluşumuna neden olur.
  • Gökkuşağının oluşumu ışığın yağmur damlalarında bir dizi kırılma ve tam yansımaya uğramasıyla gerçekleşir. Damla içerisine girerken renklerine ayrılan ışık, damlanın karşı duvarından, ayrılmış olduğu renklere bağlı olarak farklı açılarla tam yansımaya uğrar. Damlayı terk edeceği yüzeye gelen değişik renkteki yansımış ışınlar burada tekrar kırılmaya uğrar. Aynı renkte olmayan bu ışınlar farklı açılarla kırıldığından her bir damladan sadece bir renk ışık gözümüze ulaşır. Kırmızı ışığın üstteki damladan, mor ışığın ise daha aşağıdaki damladan gelmesi nedeniyle gökkuşağı renkleri kırmızı üstte, mor altta olacak şekilde sıralanır.

MERCEKLER

Mercekler en az bir yüzü küresel olan saydam cisimlerdir. Cam veya plastik gibi saydam maddelerden yapılır ve ışığı kırarak görüntü oluştururlar.  Kenarları ortalarına göre ince olan merceklere ince kenarlı (yakınsak) mercek, kalın olanlara ise kalın (ıraksak) mercek denir. Lens(mercek) kelimesinin kökeni Latince'deki lentil kelimesinden gelmektedir. Lentil Latince'de mercimek demektir.

İnce kenarlı (Yakınsak) mercek

İnce kenarlı mercekler kenarları ince, ortası şişkin olan merceklerdir. Işığı toplama özellikleri olduklarından yakınsak mercekte denir. Bir diğer adı da dışbükey mercektir.

Özellikleri:

  • İnce kenarlı (yakınsak) merceğe paralel olarak gönderilen ışınlar mercekte kırıldıktan sonra bir noktada toplanırlar.
  • Kırılan isimlerin toplandığı bu noktaya odak noktası denir. Odak noktası F ile gösterilir.
  • Odak noktasının merceğe olan uzaklığına odak uzaklığı denir.
  • Merceğin ortasından geçen doğruya da asal eksen denir.
  • İnce kenarlı merceklerde biri merceğin önünde, diğeri arkasında 2 tane odak noktası vardır. Bu odak noktalarının merceğe olan uzaklıkları ayindir.
  • İnce kenarlı mercekler cisimlerin görüntülerini büyütürler.
  • Teleskop, mikroskop, dürbün ve büyüteç gibi aletlerde ince kenarlı mercekler kullanılır.

Kalın kenarlı (Iraksak) mercek

Kalın kenarlı mercekler kenarları kalın, ortası ince olan merceklerdir. Işığı dağıttığından ıraksak merceklerde denir. Bir diğer adı da içbükey mercektir.

Özellikleri:

  • Kalın kenarlı merceklerde paralel gelen ışınlar uzantıları bir noktadan geçecek şekilde dağılarak kırılır. Uzantıların kesiştiği bu noktaya odak noktası (F) denir.
  • Asal eksene paralel gelen ışın uzantısı odaktan geçecek şekilde kırılır.
  • Kalın kenarlı mercekler görüntüyü düz ve küçük olarak oluştururlar. Cisimleri daha küçük göstererek sürücünün görüş alanını arttırdığı için araçların arka camlarına konulur
  • Kalın kenarlı mercekler tümsek aynalar gibi ışığı dağıttıklarından kendileri değil uzantıları kesişebilir. Bu yüzden bu merceklerde görüntü her zaman sanaldır.
  • Mercekler ışığı kırarak doğrultusunu değiştirir. Kalın kenarlı mercekler ışığı dağıtırken, ince kenarlı mercekler ışığı bir noktada toplar. Bu durum istenmeyen bazı olaylara neden olabilir. Örneğin gelen güneş ışınları bir kağıt üzerinde toplanırsa kağıdın yanmasına neden olur.
  • Ormanda çevreye bırakılan cam parçaları, su dolu pet şişeler mercek etkisi yaparak ışığı odaklar ve yangın çıkmasına neden olur.
  • Bu nedenle piknik yapan kişilerin çevreye gelişigüzel cam ve şişe parçaları bırakmamaları gerekir.

Merceklerin Kullanım Alanları:

Günümüzde optik araçların yapımında ince ve kalın kenarlı merceklerden yararlanılır. Mercekler, göz kusurlarının giderilmesi amacıyla en çok gözlük ve kontak lens yapımında kullanılır. Hatta gözümüz doğal bir ince kenarlı mercek bulundurur.

MİYOP

Miyop göz yakını iyi görür, uzağı göremez. Miyop, gözde göz merceği ışını fazla kırarak görüntüsünün retinanın önünde odaklanmasını sebep olur. Bu yüzden retina üzerine odaklanmasını sağlayan dağıtıcı kalın kenarlı mercek kullanarak miyopluk düzeltilebilir.

HİPERMETROP

Hipermetrop göz yakını iyi göremez. Hipermetrop gözde yakındaki cisimden gelen ışınlar retinanın arkasında odaklanır. Bu yüzden hipermetrop göz ışığı odaklayan ince kenarlı mercek kullanılarak düzeltilebilir.

BÜYÜTEÇ

Optik aletlerin en temel ve basit olanıdır. İnce kanarlı merceğe sahiptir. Işığı odaklayacağımız bir araçtır. Büyüteç cisimlerin görüntülerini büyüterek daha kolay görmemizi sağlar.

MİKROSKOP

Çıplak gözle görülemeyecek kadar küçük olan cisimleri görmemizi sağlar. İki tane ince kenarlı merceği (objektif ve oküler) vardır.

TELESKOP

Teleskopların yapısında iki tane ince kenarlı mercek vardır. Gök cisimlerini daha yakından incelemek için kullanılır. Cisimle aynı tarafta olana objektif, gözlemci tarafındaki merceğe oküler denir. Objektifin odak uzaklığı büyük, okülerin odak uzaklığı küçüktür.

PROJEKSİYON CİHAZI

Bilgisayar ve televizyondaki görüntüleri daha büyüterek beyaz perdeye veya duvara aktarmaya yarayan cihazlardır. Projeksiyon cihazlarında büyütme amacıyla ince kenarlı mercekler kullanılır. Video kamera, dürbün, fotoğraf makinelerinde de mercekler kullanılmaktadır. El feneri ve ışıldak gibi cisimlerde ise kalın kenarlı mercekler kullanılır.