CANLILARDA ÜREME, BÜYÜME VE GELİŞME

Fen Ansiklopedisi sitesinden

CANLILARDA ÜREME, BÜYÜME VE GELİŞME

İNSANDA ÜREME, BÜYÜME VE GELİŞME

Her canlının neslini devam ettirmek üzere kendine benzer yeni bireyler meydana getirmesine üreme ya da çoğalma denir. Üreme Olayı; canlılığın sürdürülebilmesi için gerekli değildir, neslinin devamı için zorunlu bir olaydır, üreme canlıların ortak özelliklerinden biridir, canlıların sahip olduğu kalıtsal özelliklerin yavrulara aktarılmasını sağlar.

Erkek Üreme Sistemi ve Yapıları:

Dosya:Male anatomy tr.svg
Erkek üreme sistemi

Erkek üreme sistemi Testis, Salgı bezleri, Sperm kanalı ve Penisten meydana gelir.

Testis: Erkeklerde 2 adet testis vardır. Erkek üreme hücresi olan spermler burada üretilir.

Salgı Bezleri: Ürettikleri özel bir salgı ile kaygan bir ortam oluşturarak spermlerin rahat hareket etmesini sağlarlar.

Sperm Kanalı: Spermleri testislerden penise taşır.

Penis: Spermlerin bir sıvı içerisinde vücuttan dışarı çıkmasını sağlayan kısımdır.

Dişi Üreme Sistemi ve Yapıları

Dişi Üreme Sistemi

Yumurtalık: Yumurtalıkta dişi üreme hücresi olan yumurtalar üretilir. Döngüsel olarak ayda bir tane yumurta üretilir.

Yumurta kanalı: Yumurtanın döl yatağına iletilmesini sağlar.

Döl yatağı: Döllenmiş olan yumurtanın tutunup doğuma kadar geliştiği ortamdır.

Vajina: Döl yatağı ile dış ortam arasındaki kanaldır.

İNSANDA ÜREME HÜCRELERİ

Erkek üreme organı olan testisler ile dişi üreme organı olan yumurtalıklar üreme hücrelerini üretir. Bu organlar ergenlik döneminin başlamasıyla aktif hale geçerler. Testislerde spermler, yumurtalıklarda ise yumurta hücreleri mayoz bölünme ile üretilir. Dişiler ergenlikten sonra ayda bir yumurta üretebilir, erkekler ise milyonlarca sperm oluşturabilir.

Yumurta:

Yumurta her hücre gibi çekirdek, sitoplazma ve hücre zarından oluşur. Yeni doğmuş bir kız bebeğin yumurtalıklarında çok sayıda olgunlaşmamış yumurta hücresi bulunur. Ergenlik çağından sonra, her ay yumurtalıklarda olgunlaşan bir yumurta spermle döllenebilir ve yeni bir birey oluşturmak üzere çoğalmaya başlar. Döllenmediğinde vücuttan atılır. Bu atılma süreci genellikle 1 haftadır. Bu sürece "PMS dönemi" de denebilir. Bu döngü her ay olur. Bu döngü âdet (regl) olarak adlandırılır. 500 döngü sonra kadın, yumurtanın oluşturulmadığı bir döngü olan menopoza girer. Menopoz, olağan dışı bir durumdur. Menopozun ortaya çıkışı muhtemelen ilk insanların diğer memelilere kıyasla bakıma daha çok gereksinmesinden olmuştur.

Sperm Hücreleri

Sperm:

Sperm ya da tam bilimsel adı ile spermatozoon (Spermatozoid), erkek bireylere ait üreme hücresidir.

Testislerde oluşan bu hücrelerin üretimi ergenlik döneminde başlar. Baş kısmında döllenme sırasında yumurtaya aktaracağı kalıtsal bilgi (DNA) taşır. Kuyruğu vardır ve hareketlidir. İnsanlarda bir çiftleşme sırasında yaklaşık 150-200 milyon sperm salınır. Ancak yumurtayı yalnızca tek bir sperm hücresi dölleyebilir. Spermler yoğun kıvamda bir sıvının içinde bulunurlar. Bu sıvının ismine meni (ersuyu) denir.

İNSANDA ÜREME VE GELİŞME

Döllenme Aşamaları

Döllenme:

Dişi üreme hücresi yumurta ile erkek üreme hücresi olan spermin çekirdeklerinin birleşmesine döllenme denir. Yumurtanın sperm tarafından döllenmesi dişi canlının yumurta kanalında gerçekleşir. Döllenme sonucunda meydana gelen döllenmiş yumurtaya zigot denir.

Büyüme ve Gelişme:

Döllenme ile başlayıp ergin canlının oluşması ile sonlanan olayların tümüne gelişme denir. Zigotun bölünmeleri sonucu oluşan hücre topluluğuna embriyo denir. Embriyo oluştuktan bir süre sonra döl yatağına yerleşir. İlk iki ay içinde embriyo büyüyüp hücre sayısını artırır. Embriyonun görüntüsü değişerek, canlının organ ve sistemleri şekillenmeye başlar. İnsan şekline benzeyen canlı taslağına da fetüs denir. İnsanda, embriyo zigottan itibaren doğuma kadar gelişimini döl yatağında sürdürür. Plasenta ise anne kanı ile fetüs kanının karşılıklı olarak besin, oksijen ve artık madde alış verişi yapmasını sağlar. Embriyonun madde alış verişi plasenta üzerinden sağlanır. Embriyonun besin ve oksijen ihtiyacı anne kanından sağlanır. İnsanda zigotun oluşumundan doğuma kadar yaklaşık 280 gün geçer ve yavru gelişiminin 40. haftasında doğar. Doğumun gerçekleşmesi sonucu annenin süt bezleri sinirsel ve hormonsal uyarılarla süt salgılamaya başlar. Artık yavru, anne sütüyle beslenir ve bebeklik dönemi başlar. Bebeklikten sonra sırasıyla çocukluk, ergenlik, yetişkinlik ve yaşlılık dönemleri meydana gelir.

EMBRİYONUN SAĞLIKLI GELİŞEBİLMESİ İÇİN ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER:

  • Anne adayı beslenmesine dikkat etmelidir.
  • Anne adayı sigara, alkol ve kafein içeren maddeler almamalıdır.
  • Anne adayı sık sık bir kadın doğum uzmanına gitmeli ve gerekli kontrolleri yaptırmalıdır. Röntgen ve radyasyon yayan aletlerden uzak durmalıdır.
  • Gebelikte su ve sıvı içecekler bol tüketilmeli, taze sıkılmış meyve suları tercih edilmelidir. Açık çay içilmeli, kahve az tüketilmelidir. Özellikle demir ihtiyacı bakımından zengin olan kırmızı et ihmal edilmemeli, ancak çiğ et yenilmemelidir.
  • Gebelik oluştuğu andan itibaren anne adayının yeterli protein ve kalsiyum alması, bol sebze ve meyve yemesi, su ve sıvı içecekleri bol tüketmesi büyük önem taşıyor.
  • Gebelikte su ve sıvı içecekler bol tüketilmeli, taze sıkılmış meyve suları hazır meyve sularına tercih edilmelidir. Açık çay içilmeli, kahve az tüketilmelidir. Özellikle demir ihtiyacı bakımından zengin olan kırmızı et ihmal edilmemeli, ancak çiğ et yenilmemelidir.

BİTKİ VE HAYVANLARDA ÜREME, BÜYÜME VE GELİŞME

Eşeysiz Üreme

Bir canlının üreme hücreleri olmaksızın kendisiyle aynı kalıtsal yapıda birey oluşturmasına eşeysiz üreme denir. Bölünerek, tomurcuklanarak, rejenerasyonla ve vejetatif üreme olmak üzere dört farklı eşeysiz üreme çeşidi vardır. Bunlardan sadece vejetatif üreme bitkilerde görülür, diğerleri hayvanlarda görülen eşeysiz üreme çeşitleridir.

Eşeysiz Üreme Çeşitleri

Basit tek hücreli bölünme canlandırması

İkiye Bölünme: Belirli bir büyüklüğe ulaşan canlının enine veya boyuna bölünerek birbirinin tıpa tıp aynısı olan iki yavru canlı oluşturmasıdır. Bakteriler, mavi-yeşil algler (su yosunları), amip, öglena (kamçılı hayvan), paramesyum (terliksi hayvan) gibi canlılarda görülür.

Tomurcuklanarak üreme: Ana canlının vücudunda küçük bir çıkıntı (tomurcuk) oluşur. Oluşan tomurcuk gelişimini tamamlayarak yeni bir canlı meydana getirir. Oluşan canlı ana canlıdan ayrılarak yaşamını sürdürür ya da ana canlıya yapışık kalarak ana canlı ile birlikte yaşar. Bu üreme şekli bira mayası, denizanası, sünger, hidra (sölenter), mercan gibi canlılarda görülür

Rejenerasyonla Üreme: Canlıdan kopan parçanın kendini tamamlayarak yeni bir yavru birey meydana getirmesidir. Denizyıldızı, toprak solucanı, yassı solucan (planarya) gibi canlılarda rejenerasyon ile üreme görülür. Kertenkelenin kopan kuyruğunun yenilenmesi rejenerasyonla üremeye örnek değildir. Sadece yenilenme olayıdır.

Vejetatif Üreme: Bazı bitkilerden kopan veya kesilen kök, gövde, dal, yaprak gibi kısımların köklendirilerek yeni bir bitkinin oluşturulmasıdır. Asma, gül, kavak, söğüt gibi bitkilerin dalından veya kökünden; çilek ve zambağın gövdesinden; Afrika menekşesi ve gözyaşı bitkisinin yaprağından yeni bir bitki oluşturulur.

Eşeyli Üreme

Hayvanlarda iki farklı üreme hücresi (sperm ve yumurta) bulunur. Üreme hücrelerine eşey hücreleri de denebilir. Eşey hücreleri ile meydana gelen üremeye eşeyli üreme denir. Sperm hücresi ile yumurta hücresinin çekirdeğinin birleşmesi olayına döllenme denir. Döllenme sonucunda oluşan hücreye zigot adı verilir. Tohumla çoğalma, yumurta ile çoğalma ve doğurarak çoğalma gelişmiş canlılarda görülen eşeyli çoğalma şekilleridir. Tohumla çoğalma çiçekli bitkilerde görülen çoğalma şeklidir.

Bitkilerde Büyüme ve Gelişme

Bitkiler, çiçekli bitkiler ve çiçeksiz bitkiler olmak üzere iki grupta incelenir. Çiçekli bir bitkide üreme organı çiçektir. Çiçekler, çiçek sapı ile dala bağlanır; hoş kokulu ve güzel görünümlüdür. Bir çiçekte dıştan içe doğru çanak yapraklar, taç yapraklar, erkek organ ve dişi organ bulunur. Yapraklar ve organlar çiçek sapının bitimindeki çiçek tablasının üzerindedir.

Bir çiçekte dıştan içe doğru
çanak yapraklar, taç yapraklar,
erkek organlar ve dişi organ bulunur.

Çiçeğin Kısımları:

  • Çiçek Sapı: Çiçeği bitkinin gövdesine ve dalına bağlamakla görevli kısımdır.
  • Çiçek Tablası: Çiçeğin diğer kısımlarını üzerinde taşıyan yapıdır.
  • Çanak Yaprak: Çiçeğin en dışında bulunan yeşil renkli yapraklardır. Tomurcuk hâlindeyken çiçeği dış etkenlerden korur. Ayrıca fotosentez yaparak besin üretir.
  • Taç Yaprak: Çiçeğin renkli, kokulu ve güzel görünen kısmıdır. Bu özelliğiyle pek çok böceğin, kuşun ve insanın ilgisini çiçek üzerine çekerek tozlaşmaya yardımcı olur.
  • Erkek Organ: Sapçık ve başçık olmak üzere iki kısımdan oluşur. Sapçığın görevi başçığı taşımaktır. Başçık, polenlerin (çiçek tozları) üretildiği kısımdır. Bitkilerde erkek üreme hücresine polen (çiçek tozu) denir.
  • Dişi Organ: Dişicik tepesi, dişicik borusu ve yumurtalık olmak üzere üç kısımdan oluşur. Dişicik tepesi yapışkan bir yapıda olup polenlerin dişi üreme organına yerleştiği ilk kısımdır. Dişicik borusu polenlerin dişicik tepesinden yumurtalığa doğru taşındığı borudur. Yumurtalıkta ise tohum taslağı bulunur. Tohum taslağının içinde dişi üreme hücresi olan yumurta üretilir. Tohum taslağı yumurtalığın içinde tohumun oluştuğu yapıdır.
Tozlaşmada Arı

Tozlaşma: Erkek organın başçığındaki polenlerin (çiçek tozlarının) su, rüzgâr, kuş, böcek ve insan aracılığı ile dişi organın dişicik tepesine taşınması olayına tozlaşma denir. Çiçek, kokusu ve rengârenk taç yaprakları ile böceklerin ilgisini çeker; böcekler de çiçeğin üzerine konduğunda polen keselerinin çatlamasını sağlar. Ayrıca dağılan polenleri üzerinde taşıyarak bu polenlerin dişicik tepesine ulaşmasını sağlar.

Çiçek tablası, dişi üreme organındaki yumurtalığın çevresinde etlenip, gelişip olgunlaşarak meyveyi oluşturur.

Tohumların yeni bitki oluşturabilmeleri için öncelikle tohumların oluştukları bitkilerden uzaklaşmaları gerekmektedir. Bitki tohumları su, rüzgar ve canlılar sayesinde etrafa yayılırlar. Etrafa yayılan bu tohumların bitkiyi oluşturabilmeleri için gerekli ortam koşulları olmalıdır. Gerekli ısı, ışık, nem ve su ortamda bulunmalıdır.

Çimlenme

Çimlenme: Tohumda bulunan embriyonun uygun şartlar bulunca gelişerek ana bitkiye benzer bitkiyi vermek üzere tohumdan çıkarak serbest hale geçmesine denir. Çimlenme olayı, tohumda büyümenin başlaması ve yedek besin maddelerinin embriyo büyümesinde kullanılmak üzere hareketli hale geçmesi olaylarını içine alan birçok karışık biyokimyasal ve fizyolojik değişiklikler serisinden ibarettir.

Çimlenme sırasında meydana gelen bu olaylar serisinin başında, suyun tohum tarafından emilmesi gelir. Tohum kabuğu yumuşadıkça tohum şişer ve bazen kabuğu çatlatır. Suyun alınmasını, enzim faaliyetinin ve oksijen alımıyla ölçülen solunumun artışı izler. Bu faaliyetlerden sonra hücreler büyür ve kökçük tohum kabuğundan çıkar. Bu olaylar çimlenmenin başlaması ile birlikte giden olaylardır.

Aşamaları;

  • Suyun emilmesi,
  • Enzim ve solunum faaliyeti,
  • Yedek besin maddelerinin basit ve eriyebilir hale geçmesi,
  • Bunların nakli,
  • Özümlenmesi,
  • Büyüme.

Hayvanlarda Büyüme ve Gelişme

Biyoloji 'de yaşam döngüsü bir canlının geçirdiği değişikliklerle tekrar başladığı noktaya dönmesidir. Biçim değişiklikleri büyüme, eşeysiz üreme, ve/veya eşeyli üreme gibi süreçleri içerir. Hayat döngüsü üreme ile başlar. Hayvanlar omurgalı ve omurgasız olmak üzere iki temel grupta incelenir. Omurgalı canlılar olan balık, kurbağa, kuş, sürüngenler ve memeliler eşeyli üremeyle çoğalır. Denizyıldızı, hidra ve mercan gibi omurgasız hayvanlar ise eşeysiz üremeyle çoğalır. Omurgalı hayvanlar yavrusunu dünyaya getirme şekillerine göre farklılık gösterir. Bazı canlılar yavrusunu yumurtlayarak, bazıları da doğurarak dünyaya getirir. İnsanlar da memeli canlılar grubuna dâhildir ve eşeyli üreme ile çoğalır. Yavrusunu doğurarak dünyaya getirir. Yavru doğduktan sonra anne, yavrusunu sütle besler ve bakımını üstlenir.

Hayvanlarda, üremenin gerçekleşmesi için insanlarda da olduğu gibi döllenmenin gerçekleşmesi gerekir. Üreme hücreleri olan yumurta ve sperm hücrelerinin birleşmesine döllenme demiştik. Döllenme olayı canlının vücudunda gerçekleşirse buna iç döllenme, eğer canlı vücudu dışında gerçekleşirse dış döllenme denir. Omurgalı hayvanlardan; balıklarda ve kurbağalarda dış döllenme gerçekleşirken, sürüngenlerde, kuşlarda ve memelilerde iç döllenme gerçekleşir.

İnsanlarda döllenme olayı gerçekleştikten sonra oluşan döllenmiş yumurta (zigot) gelişimini anne karnında devam ettirip embriyo, fetüs ve bebeği sırasıyla oluşturuyordu. Hayvanlarda da döllenmeden sonra gelişim canlı vücudunda oluyorsa buna iç gelişme, canlı vücudu dışında gelişim oluyorsa dış gelişme denir. Doğurarak çoğalan hayvanlarda canlılarda iç gelişme olurken, yumurtlayarak çoğalan hayvanlarda dış gelişme gerçekleşir.

Balıklar: Üreme mevsimi geldiğinde dişi balık yumurtalarını suya bırakır. Erkek balık ta spermlerini yumurtaların bulunduğu suya bırakır ve suda döllenme gerçekleşir (dış döllenme). Zigotun gelişmesiyle yavru balık suda oluşur (dış gelişme). Yavru balıklar oluştuktan sonra kendi besinlerini bulabilir ve kendilerini koruyabilirler. Bunun için balıklarda yavru bakımı yoktur.

Kurbağalar: Kurbağalarda da balıklarda olduğu gibi dış döllenme ve dış gelişme görülür. Yavrular oluştuklarında annelerine (atalarına) benzemezler, daha sonra gelişimlerini tamamlayarak atalarına benzerler. Atalarına benzemeyen yavruların gelişerek atalarına benzemelerine başkalaşım denir. Kurbağalarda görülen başkalaşım olayı kelebek, ipek böceği, arı, sinek gibi canlılarda da görülmektedir. Kurbağalarda yavru bakımı görülmez. Kurbağalarda başkalaşım evreleri; Yumurta -> larva -> iribaş -> Kurbağa   

Sürüngenler: Sürüngenlerde döllenme olayı canlı vücudu içinde gerçekleşir (iç döllenme). Yavru gelişimi ise canlı vücudu dışında gerçekleşir (dış gelişme). Sürüngenlerde yavru bakımı görülmez. Timsah, yılan, kaplumbağa örnek verilebilir.

Kuşlar: Kuşlarda iç döllenme dış gelişme görülür. Kuşlar yavruları yetişkin oluncaya kadar besler ve korurlar yani kuşlarda yavru bakımı görülür. Yumurtlayarak çoğalan kuşlarda yumurtanın içindeki embriyonun gelişmesi için anne ve/veya baba yumurtayı sıcak tutar. Bu olaya kuluçkaya yatma denir. Kuşlarda olduğu gibi bazı hayvanlar da kuluçkaya yatarlar. Kuşlara; kartal, penguen, tavuk örnek verilebilir.

Memeliler: Memelilerde döllenme canlı vücudunda gerçekleşir(iç döllenme). Zigot gelişimi canlı vücudunda tamamlanır(iç gelişme). Memeliler yavrularına belirli bir gelişimini tamamlayana kadar bakarlar. Yavru bakımı vardır. Yavrularını süt ile beslerler. Memeli hayvanlara; kedi, köpek, fare, kanguru, yarasa, yunus, balina, fil örnek verilebilir.

Kurbağa Başkalaşım

Başkalaşım

Başkalaşım, özellikle böcekler için kullanılan bir terimdir. Bir canlının gelişimi sırasında, larva düzeyinden yetişkin düzeye geçişidir. Kurbağa, kelebek, ipek böceği gibi bazı canlıların yumurtadan çıktıktan sonra yapısal değişikliklere uğrayarak ana canlıya benzer hâle gelmesine başkalaşım adı verilir. Bu tür canlıların yumurtasında yeterli besin bulunmadığından yavru canlı gelişimini tamamlayamadan dışarı çıkar, sonrasında bazı yapısal değişiklikler geçirerek ana canlıya benzer hâle gelir.

İribaşların kurbağaya dönüşmesi veya tırtılların kelebeğe dönüşmesi başkalaşıma örneklerdir.

Bitki ve Hayvanlarda Büyüme ve Gelişmeyi Etkileyen Faktörler

Anne karnında başlayıp yetişkin bir birey olana kadar devam eden boy ve kütle artışına büyüme denir. Büyümenin yanında fiziksel, duygusal, sosyal ve kültürel değişiklikleri de içine alan sürece gelişme denir. Hayvanlarda büyüme ve gelişmeye etki eden faktörler şunlardır:

  • Yeterli ve dengeli beslenme
  • Anne ve babadan aktarılan genler
  • Salgılanan çeşitli hormonlar
  • Yaşam koşulları ve iklim şartları
  • Çevreye uyum kabiliyeti (adaptasyon)