PERİYODİK TABLONUN TARİHÇESİ
Fenpedia sitesinden
Yapısında tek cins atom bulunduran saf maddelere element denir.Günümüzde doğada bulunan element sayısı 90 civarındadır. Yapay elementlerle birlikte bu sayı günümüzde 118’dir. Elementlerin fiziksel ve kimyasal özelliklerindeki benzerliklerin fark edilmesi sınıflandırma çalışmalarını ortaya çıkarmıştır. Bilim insanları elementleri benzer özelliklerine göre gruplandırmışlardır. Bu çalışmaların sonucunda birçok element tablosu yani periyodik sistem(periyodik tablo) oluşmuştur. Elementlerin sınıflandırılmasının tarihsel gelişiminde Ateş, Toprak, Su, Hava gibi betimlendiği olsa da yakın tarihimizde aşağıdaki gibi olmuştur.
Periyodik Tablonun Tarihçesi:
1640'lı yıllarda yaptığı çalışmalar sonucunda fosfor elementini keşfetmiştir. Fosfor elementini keşfederken izlediği yöntemi açıklamasıyla diğer elementlerin bulunmasına ışık tutmuştur. | |
1817 yılında, Johann Wolfgang DöbereElementlerin sınıflandırılması ile ilgili ilk çalışmayı 1829 yılında yapmıştır. Benzer fiziksel ve kimyasal özelliklere sahip elementlerin üçlü gruplar şeklinde sıralanabileceğini söyledi. Buna da triadlar kuralı adını verdi. Örneğin; lityum, sodyum ve potasyum benzer özelliklere sahiptir ve aynı grupta olmalıdır. | |
Periyodik tablonun temelini atan kişidir. Bir silindirin çevresine element ve bazı iyonları yerleştirmiştir. Benzer özelliklerdeki elementler bu silindir üzerinde düşey satırlarda yer alıyordu. De Chancourtois, “Elementlerin özellikleri sayıların özellikleri ile ilişkilidir” dedi ve her yedi elementte bir özelliklerin tekrarlandığının farkına vardı. | |
Kendi döneminde bilinen 62 elementi atom ağırlıklarına göre sıralamış ve ilk sekiz elementten sonra benzer özelliklerin tekrarlandığını keşfetmiştir. Tablosunu oluştururken müzikteki notalardan esinlenmiş ve oktav yasasını ortaya atmıştır. | |
Kendi döneminde bilinen elementleri atom ağırlıklarına göre sıralamış ve elementlerin düzenli olarak yenilenen özellikler gösterdiğini bulmuştur. 12 satır ve 8 sütundan oluşan periyodik tablosu günümüzde kullanılan periyodik sisteme oldukça benzerdir. Mendeleyev periyodik tablosunda keşfedilmemiş olan elementlerin yerini boş bırakmış, bu boşluklara gelecek elementlerin özellikleri hakkında öngörülerde bulunmuştur. | |
Elementleri benzer fiziksel özelliklerine göre sıralamıştır. Mendeleyev’le aynı dönemde çalışmış ve Mendeleyev’in periyodik cetvelindekine benzer sonuçlar elde etmiştir. Not: Meyer ve Mendeleyev birbirinden habersiz aynı sonuçları bulmuştur.Fakat Meyer elementleri benzer fiziksel özelliklerine göre, Mendeleyev ise atom ağırlıklarına göre sıralamıştır. | |
Moseley’e kadar oluşturulan periyodik tabloların bir çoğu artan atom ağırlıklarına (atom kütlelerine) göre oluşturulmuştur. Proton keşfedildikten sonra Moseley periyodik tablodaki elementleri proton sayılarına (atom numaralarına) göre tekrar sıralamıştır. | |
Periyodik tablodaki en son büyük değişiklik, Seaborg’un 1940'da plutonyumu bulmasıyla başladı. Plutonyumdan sonra bulunan elementler tablonun içine yerleştirilseydi oldukça uzun bir tablo olacaktı. Bu yüzden keşfedilen elementleri tablonun altına iki sıra halinde yerleştirdi. |